24 Ağustos 2017 Perşembe

Obezite ile birlikte D vitamini eksikliği de yaygınlaştı



Vücuttaki fabrikanın doğru çalışması için vitamin ve mineraller şart

 Diyetisyen Prof. Dr. Murat Baş, vitamin ve minerallerin önemini şöyle anlattı: “Vücudumuzu fabrika olarak düşünün. Bu fabrikanın içinde farklı makinalar, farklı ürünler üretiyor ve bu ürünlerin daha sağlıklı bir şekilde üretilebilmesi için farklı vitamin ve minerallere ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle sağlıklı bir bağışıklık sistemi, yeni bir hücrenin oluşturulması, hastalıklara karşı korunmak, günümüz dünyasında çevreden alınan toksinlerin yok edilebilmesi gibi pek çok hayati işlev için mutlaka vitamin ve minerallere ihtiyacımız vardır. Vitamin ve minerallerin her biri farklı işlevler taşısa da, ortak görevleri de olabiliyor. Örneğin hem vitaminler hem de mineraller antioksidan özellik taşıyabiliyor. Bağışıklık sistemini güçlendirme açısından baktığımızda hem A, E, C gibi vitaminler bağışıklık sistemini güçlendiriyor hem de selenyum ve çinko gibi mineraller. Aslında vitamin ve minerallerin hepsini, beraber çalışan bir karınca ordusu gibi düşünebiliriz.”
 
Yağda ve suda eriyen vitamin ayrımına dikkat
Prof. Dr. Murat Baş, farklı vitamin türlerini ve kullanım yöntemlerini şöyle anlattı: “A, D, E ve K vitaminleri yağda eriyen vitaminlerdir. Yağda eridikleri için de yağlı bir ortamda vücuda alınmaları gerekir. Yani bu vitaminleri mutlaka yemekle birlikte ya da yemek biterken almanız gerekiyor ki, vitaminlerin emilimi artsın. Suda eriyen vitaminler ise vücutta depolanmaz ve günlük vitaminler olarak sınıflandırılır. Bu vitaminlerin her gün, sıvıyla birlikte alınması gerekir. Yemeklerde sıvı da tükettiğimiz için bütün vitaminlerin yemekle birlikte ya da yemek sonrasında alınması her zaman için daha doğrudur.”
 
 Güneş kremleri D vitamini sentezini engelliyor
Günde 20 dakika güneşlenerek, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu D vitaminini sağlayabileceğimizi belirten Prof. Dr. Murat Baş şöyle devam etti: “Bugün hem toplumumuzda hem de dünyada ciddi bir D vitamini yetersizliği var. Bunun en önemli nedenlerinden biri kozmetiklerin hayatımıza fazlasıyla girmesi. Örneğin güneş kremi kullandığımızda cildimiz D vitamini üretemez. Bu da D vitamini eksikliğine neden olabilir. İkinci olarak, vücuttaki yağ miktarı, yani obezite arttıkça D vitamini düzeyi de göreceli olarak azalır. Yani şöyle diyebiliriz: ne kadar çok vücut yağı, o kadar az D vitamini. Çünkü vücudun D vitamini depoları yağ artışıyla birlikte düşer. Obezite dünyada ve Türkiye'de bu kadar yaygınken, D vitaminini eksikliğinin de yaygın olması gayet normal. Fazla kilo D vitamini üreten reseptörlerimizde sorun yaratabilir.”
 
Sağlıklı bir beden için sağlıklı beslenme şart
Prof. Dr. Murat Baş sağlıklı beslenme konusunda şunları söyledi: “Sağlıklı beslenme aslında koruyucu sağlığın bir parçasıdır çünkü beslenme alışkanlıklarımız sağlıklı olduğunda, vücuda giren doymuş yağlar, trans yağlar, toksik maddeler daha az olacağı için hastalıklara yakalanma riskimiz de azalır. Ancak Batı tarzı beslenme dediğimiz basit şeker, fruktoz, yağ, kolestrol, trans yağ ve doymuş yağ açısından yüksek beslenme tarzı, vücuttaki mekanizmaları bozmaya başlıyor. Damar yapınız bozuluyor. Damar yapınız bozulunca organlara giden kan akımında sorunlar meydana çıkmaya başlıyor. O nedenle beslenmeyle sağlık birebir ilişkili ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları bağışıklık sisteminin güçlenmesinde çok önemli.”

15 Haziran 2017 Perşembe

Yaz Ayları İçin Roman Önerisi!





52 hafta boyunca çok satanlar listesinin ilk sıralarından inmedi! Fransızca basımı 600.000 satış rakamına ulaştı!  Bu ilgi tüm dünyayı sardı! 22 ülkede basıldı! Ve sıra şimdi bizde…

Raphaëlle Giordano’nun yazdığı İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlarisimli kitap Yan Pasaj Yayınevinden çıktı. Yazar, modern dünya insanın –özellikle de kadınlarının- sorunlarını çok iyi analiz etmiş, onlara etkili çözümler sunmuş ve bunu da çok akıcı, çok keyifli bir dille aktarmayı başarmış.Öyle ki iki oturuşta okuyup bitilebilecek ama ihtiyaç duydukça tekrar tekrar okunması gereken kitaplardan biri.


Romanın kahramanı bir kadın!İsmi Camille. Her şey, Camille’in Paris’in uzak bir banliyösünde geçirdiği araba kazası neticesinde Claude isimli bir rutinologla tanışmasıyla başlar. Psikoloji, felsefe, koçluk alanlarından beslenen, mutlu bir hayat vaadinde bulunan yöntemin; kendisine uygulamasını kabul etmesiyle de yolculuk devam eder: Claude ona ödevler ve sürpriz yerlerde randevular verir. Mutsuz olduğu şeyleri değiştirebilmesi için gereken bilgiyi ve farkındalığı kazandırır. Yeni şeyler deneyimleterek; hayallerine, istediği gibi bir hayata doğru yol almasını sağlar. Peki, Camille sonunda hayallerine kavuşabilecek midir? 

Kitabın yayınevi Yan Pasaj’a gelince… Bu kitap yayınevinin ilk kitabı. Göz bebeği. Yayımcısı 10 yıl kadar özel sektörde çalıştıktan sonra bir gün; artık böyle yaşamak istemediğini, hayallerinin peşinden gitmezse ileride çok pişman olacağını fark edip istifa ediyor. Ve çocukluğundan beri değişmeyen tek tutkusu olan kitaplara yöneliyor: Yan Pasaj Yayınevini kuruyor. İlk kitabı araştırırken tesadüf odur ki bu kitapla karşılaşıyor. Ve o an bunun bir işaret olduğunu düşünüyor! Hiç düşünmeden basımı için kolları sıvıyor. Çünkü Camille ve kendisi gibi; hayallerini gerçekleştirmek isteyen kadınlara bu kitap aracılığıyla destek olmak, onları harekete geçirmek, bu yolda ufacık da olsa bir ışık yakmak istiyor. Yazan bir kadın, basın da bir kadın olunca ortaya böyle başarılı, kadınları anlayan bir romanı çıkıyor.

5 Mayıs 2017 Cuma

Biz de Anneyiz :)



Nestlé Purina PRO PLAN, evcil hayvanlar ve sahipleri arasındaki duygusal bağı sahiplenerek Anneler Günü kapsamında tatlı bir projeye imza atıyor. Annelik, çocuk ya da evcil hayvan farketmeksizin içinde annelik sevgisi olan herkes içindir diyen ve minik dostlarımızın #AiledenBiri olduğunu savunan PRO PLAN, bu Anneler Günü’nde takipçilerine minik dostlarıyla en güzel anlarını ölümsüzleştirme şansı tanıyor.

PRO PLAN Türkiye’nin sosyal medya hesaplarında yaptığı yarışmada kullanıcılar minik dostlarıyla fotoğraflarını paylaştı ve içindeki annelik sevgisini anlattı. Yarışma sonucunda aralarında ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut’un da yer aldığı jüri ile 10 kazanan belirlendi ve bu kazananlar minik dostlarıyla Mehmet Turgut tarafından kendi stüdyosunda fotoğraflandı. Projeyle ölümsüzleşen bu tatlı anılar, 7 Mayıs 2017 Pazar günü, saat 15:00’da’ Kanyon AVM’deki Mehmet Turgut’un #AiledenBiri sergisinde ve ayrıca PRO PLAN açıkhava reklam panolarında sergilenecek.

Bu tatlı anıya ortak olmak için 7 Mayıs’ta başlayacak #AiledenBiri sergisini kaçırmayın derim :)

13 Nisan 2017 Perşembe

Çocuklarınızın Sağlıklı Gelişimine Tam Destek Çocuk Devam Sütü’nde!

Neden Çocuk Devam Sütü?

Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.

Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.
1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütünü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.
Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.
 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Nisan 2017 Salı

Metabolizmayı Hızlandıran Besinler


Yaptığınız egzersiz ve dengeli beslenmenin yanı sıra vücudu formda tutmanın bir yolu da doğru gıdaları doğru ölçülerde tüketmekten. Bugün size metobolizma yaşınız için önemli olabilecek ve metabolizmayı hızlandıracak yiyecekleri anlatacağım.

Meyveler
Greyfurt, portakal ve limondaki C vitamini metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı oluyor. Eğer yağ oranınızı düşürmek istiyorsanız özellikle greyfurt size yardımcı olacaktır. Güne, alkali hale getirdiğiniz sıcak limonlu suyla başlamak çok faydalı. Böğürtlen, çilek, yaban mersini ise lif yönünden çok zengin ve sindirimi zor olduğu için sindirim sürecinde fazla kalori yakıyor. Kahvaltıda yoğurt ve yulaf karışımınıza bu kırmızı-mor meyveleri ekleyin. Yoğurt ve yulaf da metabolizmayı hızlandırır. Muz da bu konuda iyi bir tercih. Muz, içerdiği potasyum ve dirençli nişasta ile uzun süre tokluk hissi verirken yağ yakımını destekler.



Kafein
Kafein de metabolizmayı hızlandırıyor. Ancak aşırı tüketimden kaçınmak gerekir. Kendinizi günde en fazla 3 fincanla sınırlamaya çalışın ve kafeini işleyen karaciğerinize destek olmak için bol bol su için. Kahve yerine önerilen daha sağlıklı bir alternatif ise yeşil çay. Yeşil çay aynı zamanda antioksidan işlevi gösteriyor.

Yağsız Et
Hindi ve tavuk eti kas yapımına destek olurken kalori yakımını destekliyor.

Kereviz
Metabolizmayı en fazla hızlandıran kaynaklardan biri de kereviz. Çiğ tükettiğiniz kerevizi çiğnerken hem sindirim sisteminizi destekler hem de sıvı üretimini artırırsınız. Kerevizi tek başına tüketmek istemiyorsanız salsa sosu ve baharatlarla tatlandırabilirsiniz. Acı biber ve baharatlar da metabolizmayı hızlandırıyor.


Çikolata
Bitter çikolata metabolizmanın hızlanmasına yardımcı oluyor. Magnezyum yönünden zengin olması da yağ yakımını hızlandırıyor. Ancak saf çikolata bulmak çok zor ve satılan ürünler tatlandırıcılarla dolu olduğu için az tüketmekte fayda var.

15 Aralık 2016 Perşembe

Kış Aylarında En Kolay Spor Önerileri



Evet, spor dediğimiz anda hepimizin yapmamak için binlerce bahanesi var. Ama yapmadığımız da gönlümüz rahat değil. Tüm bayanların ortak sorunu bu bence.. Ama ben derlediğim bilgilerde sizi düşündüm J Çok pratik olan bu spor sizin çok vaktinizi almayacaktır. Hadi bunlara benimle birlikte göz atın..

Squat (Çömelme): Bu egzersiz bedeninizi zayıflatırken güçlendirecektir de. Bu egzersizi yapmakta çok kolay ama ilk günden çok yapmanızı pek tavsiye etmem çünkü ağrılar olabilir.

İp Atlamak: İşte size yine masrafsız ve kolay bir spor. Bacak ve kol kaslarını çalıştıran bu spor ile saatte yaklaşık 800 kalori yakabilirsiniz.

Mekik: Karın ve üst gövde kaslarını çalıştıran bu hareket günde 20 dakikanızı bile almaz. Tam doğrulmanıza gerek yok. Alıştıkça bu hareketi bence daha iyi yaparsınız :)


14 Aralık 2016 Çarşamba

Evde Spor Yapmanın En Pratik Tarifleri



Spor Yapmak İçin Aslında Hiç Bir Şeye İhtiyacınız Yok! Sadece İsteyin, Gerçekten İsteyin!
Hep lezzetli yemek tarifleri verecek değilim size . Instagramdan goruyorsunuz, takiptesiniz... Ben sıkı bir pilates ve yoga delisi biriyim esasen :)
Öncelikle büyük bir kesimde olduğu gibi bende eskiden spor yapmaktan hiç hoşlanmazdım. Spor yapmakla birlikte gelecek olan fit vücudu düşünmeden hamur işi, tatlılar, kısacası her yemeği iştahla yerdim:) Yani diyeceğim o ki yalnız değilsiniz. Spora başlamak ve bunu alışkanlık haline getirmek hiç de kolay olmuyor.
Spor yapmayı zaten sevmiyordum bir de bunun için dışarı mı çıkacağım. Tabii ki ilk başta çıkmadım ve direk araştırmaya koyuldum . Sizlere spora başlamamda yardımcı olan, evde hiçbir alet olmadan yapılacak müthiş 5 hareketimi paylaşıyorum. Tabii ki de bu şekilde yemek bir yere kadar kızlarr! Yaz geldi bikini ve mayolarımızı rahatça , korkmadan giymek gerek! O halde hadi biraz hareketlenelim!
                 
    5 KOLAY VE EĞLENCELİ HAREKET                                                    
Burpees Hareketi   
  •  Serbest pozisyonda başlıyoruz harekete.
  • Eğilip ellerimizi omuz genişliğinde yere koyuyoruz.
  • Ellerimizden aldığımız destekle ayaklarımızı geriye doğru atıp şınav pozisyonunu alıyoruz.
  • Tekrar ayaklarımızı kendimize çekiyoruz.  İşte Bu kadar basit! 
 
 2) Geri Tap Hareketi:
  
  • Sağ bacağımızı geriye doğru itip yere dokunuyoruz.
  • Bu arada sağ bacağımızı hafif bükerek aşağı doğru iniyoruz.
  •  Ayağımızı arkaya iterken kollarımızı da yukarı doğru kaldırıyoruz.
  •  Sonra sağ bacağımızı eski yerine getirip sol bacağımızı arkaya itiyoruz.
  • Kollarımız da hareket boyunca aşağı inip yukarı kalkıyor.
3) Squats Hareketi:
  •   Ayaklarımız omuz genişliğinde açık kalçamız arkaya doğru gidecek şekilde eğiliyoruz.
  • Bacaklarımızın üst kısımları yere paralel olacak ve dizlerimiz ayak parmak uçlarımızı geçmeyecek.
  • Yani bacağımızın üstüyle alt kısımları resimdeki gibi neredeyse 90 derece ile duracak. 30 sn. bu pozisyonda bekliyoruz.
4) Zıplama Hareketi:
  •  Dizlerimizin üzerinde eğilip tüm gücümüzle yukarı zıplıyoruz.
  • Kollarımız da uzatabildiğimiz kadar yukarı uzanıyor! Aşağıdaki gibi tatildeyken bile yapabilirsiniz işte :))

5)Amuda Kalkma Duruşu
  
  • Öne doğru eğilerek başlayın.
  • Sol bacağınızı yukarı kaldırın ve sağ ayağınızın parmak uçlarında yükselin.
  • Sizi kaldırması için sol bacağınızı kullanarak ağırlığınızı ellerinize verin veya baş aşağı durana kadar sağ ayağınızla hafifçe zıplayın.              
                
Not: Hamur işlerini ve güzel tatlıları bırakırsanız -ki bu zorlar biraz- :) başaracağınıza eminim arkadaşlar!

1 Aralık 2016 Perşembe

Spor Sakatlanması Nedir?


Spor Sakatlanması Nedir?

Spor yaparken yanlış hareket sonucu vücudun tamamının ya da bir bölümünün hasara uğramasıdır.
Hızlı pozisyon, ani yön değiştirmelerde bilekler, diz ve dirsekler sakatlanıp şişebilir. Hangi bölgeyse tedavi edilip, istirahate çekilmesi gerekir.

Sporda Sakatlanma Riskini Artıran Nedenler?

*Seçilen spor dalına uygun olmayan beden yapısı

*Psikolojik faktörler (risk kabullenme, aşırı motivasyon vb.)

* Kalitesiz veya uygun olmayan sportif malzeme kullanma

* Kötü zemin ve hava koşulları

* Yetersiz antrenman

* Spora çok vakit harcamak

Sporda Sakatlanmamak İçin Hangi Önlemler Alınmalı?

*Dengesiz beslenme durumunda spor yapılmamalıdır

*Sık sık sağlık kontrolleri yapılmalı.

* Mevsime göre giyinilmeli.

*Spora uygun dizlik, bileklik, can yeleği, kask koruyucuları kullanılmalı.

*Spor yapılan alanda yerler düz ve kuru olmalıdır.

Sakatlanırsam Hangi Tedavileri Uygulamalıyım?

Soğuk- Sıcak Uygulama: Sıkça uygulanan yöntemlerdendir. Soğuk uygulama, bölgede ağrı yapan hücrelerin bölgeden uzaklaşmasını sağlar. Şişlik ve kanamalarda buz tedavisi kullanılır.

Sıcak- Soğuk uygulaması ise sıcak ve buzlu suların dönüşümlü olarak bölgeye uygulanmasıdır.

Masaj: Tekniğiyle yapıldığında kaslar açısından son derece rahatlatıcı olan bir tedavidir. Kan akışını hızlandırır, ağrıları uzaklaştırır. Ağır spor şartlarında sıkça kullanılmalıdır.

Bandajlama: Ciltteki sinirleri uyararak bölgede sağlamlık hissi verir. Şişliğin kontrol altına alınmasını sağlar.

Sağlıklı yaşam, dinç bir beden için sporun yanında bazı kurallara da uymak zorundayız. Bir takım sakatlanmalara karşı önlem almamız hayatımız için önemli bir yere sahiptir. Kısacası spor korunmaktır.

Erkeklerin İç Dünyasını Çözmek Mümkün mü?

 
Bugün spordan da sağlıklı yaşamdan da farklı bir konuyu ele alıyorum. Düşünsenize bir erkeğin beyninin içini okumak; çoğu zaman anlam veremediğimiz davranışlarına en doğru cevabı vermek! Bunu kim istemez ki ? Bir de konuya daha iyi odaklandığınızı görebiliyorum :)

Kadınların sesini duyan İlişki Danışmanı Baturay Özden, ‘Erkeğin Pin Kodu’ kitabında erkeklerin tüm sırlarını deşifre ediyor ve kadınların merak ettiği tüm soruları erkek gözünden filtresiz bir şekilde cevaplıyor.




GERÇEKTEN KAÇAN KOVALANIR MI?

Kitapta dikkat çeken başlıklardan bir tanesi ‘Kaçan Kovalanır mı?’ İlişkilerde taktik uygulamak belki insanlık tarihi kadar eski ama Özden, soruyu erkek gözünden bakarak yanıtlıyor ve şunları söylüyor: “İnsanların kişisel farkındalıkları arttıkça bu tarz oyunlar ters teper. Kendinizi ancak aptal bir adama kaçarak kovalatabilirsiniz, zeki bir erkek daha ilk günden ne yapmaya çalıştığınızı anlayacak; ya bu oyunun bir parçası olmayacak ya da o sizinle oynayacaktır. Bu durumda da çiftler mutlu olmaya mı, satranç tahtasında diğerini mağlup etmeye mi çalışıyor belli olmuyor. Bu, kazananı olmayan bir oyun, çünkü sonuçta iki tarafı da mutsuz ediyor.”

“Biraz kaçayım da beni kovalasın”, “Kolay kadın olmadığımı görsün ki kıymetimi bilsin” tarzı cümlelerin de zeki bir erkeğin gözünde değerinin olmadığını söyleyen Özden, sözlerine şunları ekliyor: “Bunlar ancak egosunu tatmin etme peşinde koşan kadınların cümleleri. Zeki bir kadın, ilişkisinin ego tatmin aracı olmadığını bilir. Çok istiyorsa egosunu iş yerinde ya da arkadaş çevresinde tatmin eder ama ilişkisinde asla.”


SİZ SİZ OLUN ‘GERÇEK OLUN’

İlişkilerinden mutlu olmak isteyenlere ‘gerçek’ olmalarını tavsiye eden Özden, kadınlar meclisinde arkadaşların ‘tavsiyelerine’ de çok kulak asmamak gerektiğini söylüyor. İçinden “Taktik uyguluyorum ve çatır çatır işe yarıyor” diyenlere ise Özden’in kötü bir haberi var: “Eğer öyle ise ne yazık ki, aptal bir erkekle birliktesiniz. Bu durumda da iki alternatifiniz var; ya kendi çöplüğünüzde kraliçe olduğunuzu düşünerek kendinizi kandırmaya devam edersiniz ya da zeki bir adamla gerçek bir ilişki yaşamak için kafanızı kaldırırsınız.”

Baturay Özden kitabında Hangi kadın tipi vazgeçilmezdir? sorusunu da samimiyetle yanıt veriyor: “Her erkek için vazgeçilmez olmanın kriterleri farklılık gösterebilir, ancak size her insanda işe yarayacak harika bir formül verebilirim. Her şeyden önce bir erkek için ‘onun olan’ vazgeçilmezdir. Tüm ruhunuz ve bedeninizle sevdiğiniz erkeğe ait olduğunuzu hissettirmeniz gerek. Karşınızdaki erkeğin ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu iliklerine kadar hissetmesi gerekiyor. Eğer bir erkeğin; ‘Acaba hasta olsam bana bakar mı?’, ‘İşlerim kötü gitse benimle birlikte olmaya devam eder mi?’, ‘Zor anlarımda yanımda olup beni destekler mi?’ gibi çok temel sorularına ‘Evet’ cevabını vermesini sağlayamıyorsanız vazgeçilmez olmayı da beklemeyin.”

Baturay Özden, vazgeçilmez olmanın her insan için önemli olduğunu, çünkü bu duygunun insanın özel hissetme ihtiyacını tatmin ettiğine değiniyor kitabında. “Bir kişinin vazgeçilmez olması, o kişinin sizin hangi ihtiyaçlarınızı karşıladığı ile ilgilidir” diyor ve her ilişkinin ‘temel ihtiyaçlar’ının karşılanması gerektiğini anlatıyor. Amerikalı ünlü kişisel gelişim uzmanı Anthony Robbins’in belirlediği altı temel insan ihtiyacının ilişkilere de uyarlanması gerektiğini söyleyen Özden, bu ihtiyaçları şöyle sıralıyor:

Kesinlik ihtiyacı: Her ayın sonunda ne kadar maaş alacağınızı bilmeden çalışamazsınız, akşam nerede uyuyacağınız belli değilse bu sizi strese sokar. Hayatınızdaki kişinin yarın sabah uyandığınızda da sizinle birlikte olmaya devam edeceğini bilmek istersiniz. Örnekleri çoğaltmak mümkün ancak ‘kesinlik’ en temel ihtiyaçlarımızdandır. Bazı şeyleri bilmeye ve emin olmaya ihtiyacımız vardır.

Değişiklik ihtiyacı: Kesinlik ihtiyacının tam tersidir. Her akşam aynı yemeği yiyemezsiniz. Bilinmezlik korkutucu olabildiği kadar heyecan vericidir. Sihirli lambadan bir cin çıksa ve önümüzdeki 10 yıl boyunca yaşayacaklarımızı harfi harfine bize gösterse yaşamanın bir heyecanı kalır mıydı? Hayatın olduğu gibi ilişkilerin de sürprizlere ihtiyacı vardır.

Sevgi ve bağlılık ihtiyacı: İstisnasız her insanın sevgi ve bağlılık ihtiyacı vardır. Bizler duygusal varlıklarız. Yeni doğan bir bebeğe 30 gün boyunca hiç dokunulmazsa ölüyor. İşte dokunmak bu kadar hayati öneme sahip. Mevlana der ki, “Sevgi sadece verildiğinde hissedilir.” Hepimizin sevmeye ihtiyacı var; bağlılık hissine, aidiyet duygusuna...

Özel hissetme ihtiyacı: Herkesin kendini özel hissetme ihtiyacı vardır. Hayatta birileri için önemli olmak isteriz. Tüm dünya ordularının temel motivasyonu budur. “Sen benim için çok önemlisin” duygusunu vermek önemlidir, çünkü eşlerin birbiri için özel olduğunu hissetme ihtiyacı vardır.

Gelişim ihtiyacı: İnsanoğlunun bitmek bilmeyen bir gelişim ihtiyacı vardır. O yüzden Ay’a gideriz, yetmez Mars’a gitmeye çalışırız. İlişkilerin de gelişme ihtiyacı vardır. Üzerine hiçbir şey katılmayan ilişkiler bitmeye ya da monotonlaşmaya mahkumdur.



BATURAY ÖZDEN KİMDİR?
Buturay Özden, London School of Economics Leadership and Management, Politechnika Opolska üniversitesi Üretim Mühendisliği bölümü ve Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümlerinden mezun oldu. Ashridge Business School’dan İlişki Koçluğu, International Federation for Coaching and NLP’den NLP Master Trainer sertifikaları olan Özden, aynı zamanda Psikoloji yüksek lisans derecesi sahip... 40’ın üzerinde ülkede Liderlik, Kişisel Gelişim, Psikoloji, Marka Yönetimi, Pazarlama İletişimi gibi konularda eğitim programları düzenleyen Baturay Özden, yönetim danışmanlığı da yapıyor.



29 Kasım 2016 Salı

Zayıflatan Sarımsak Çayı



İçindeki kükürtten dolayı koku yapan sarımsağı yemeklerde pek kullanamıyoruz. Ama bu çayda da kullanamayacağımız anlamına gelmiyor okurlarım. Sarımsak çayının kilo verdirmeye yardım ettiği gibi kalp, damar, tansiyon hastalıklarına da iyi geldiği söylenebilir. Sarımsak çayının yararlarından biri de sigara zararlarını en aza indirir çünkü damar açıcı özelliği vardır. Ayrıca parazit dökmek ve beyin sağlığına olan yararı da bu çayı hayatımıza sokmaya neden.

Peki, sarımsak çayı nasıl yapılıyor?
Hemen başlıyorum anlatmaya. Yazımı okudukça tadının da çok kötü olmadığını anlayacaksınız. Başlayalım o zaman.
Sarımsak çayı için bir fincan suyu cezvede kaynatıyoruz. Kaynayan suya küçük bir zencefil kökü, ezilmiş 2 diş sarımsak, 2 çay kaşığı bal ve son olarak da 2 çay kaşığı limon suyunu ekliyoruz. Biraz daha ocakta bekledikten sonra alıyoruz eve ılıması için bekliyoruz. Ilık suyu içiyoruz.
Fark edilir bir kilo gözlemi için 3 ay tüketmeliyiz. Bence bu çayı kış mevsiminde zayıflamak ve ödem atmak için sarımsak çayını tüketin çünkü sarımsak çayı gribe, soğuk algınlığına da iyi geliyor.